Uğur Dündar’a babalık davası açan Dilara G. “Annem, bana babamın Uğur Dündar olduğunu söyledi” dedi…

Günaydın’dan Tuba Kalçık’ın haberine göre, Metin Akpınar’ın kızı Duygu Nebioğlu’nun yayınlanan röportajı sonrası, ablası Dilara G.’nin de gazeteci Uğur Dündar’a babalık davası açtığı haberi gündeme damga vurdu.

Hikayesi herkes tarafından merak edilen Dilara G., süreçle ilgili açıklamalarda bulundu:

“En büyük temennim annemin bulunması. Annem Suphiye Orancı ortaya çıkarsa zaten her şey çözülecek. Annemin ailesi bizden annemizi saklıyor. Kendileri onunla sürekli görüşüyorlar ama bizim irtibata geçmemizi istemiyorlar.

Bir diğer nokta ise, ben durduk yere Uğur Bey’e babalık davası açmadım. Annemin ve o döneme şahit kişilerin verdiği bilgiler doğrultusunda Uğur Bey’e dava açmaya karar verdim. Annem ile bir süre sevgili olmuşlar, buna şahit insanlar var. Annemin bizzat kendisi bana babamın Uğur Dündar olduğunu söyledi. Ben güçlü bir kadınım, hukuk mücadeleme devam edeceğim. Annem baba adayı olarak Uğur Dündar dışında kimseyi de göstermedi. Beni büyüten aileyi incitmemek için bekledim dava açmayı. Ne zaman yuva kurdum, annelik duygusunu tattım, o zaman biyolojik babam için dava açmaya karar verdim.”

‘ANNEMİN GERÇEĞİ ANLATTIĞI MEKTUP GAZETEDE YAYINLANMAMIŞ’

Metin Akpınar’ın kızı Duygu Nebioğlu, kendisini yurda bırakan, en son 14 yıl önce görüntülü konuştuğu annesi Suphiye Orancı’yı bulmak için Müge Anlı’dan yardım istedi. Müge Anlı ile Tatlı Sert’e katılan Nebioğlu, yayında hayatıyla ilgili şunları anlattı: “Bize ikiz kardeşimle 10 yaşındayken evlatlık olduğumuzu söylediler. Bizi aldıklarında 5-6 aylıkmışız, mama alacak durumları yokmuş ailemizin, onlar da bizi beslemek için bir ineğin sütünü alıp içirmeye çalıştıklarını, bu yüzden hasta olduğumuzu anlattılar. Bu durum gazetelere bile konu olmuş. Bir gazete 16 Ocak 1989’da bir haber yapmış. Vicdansız anne 4 çocuğunu da bırakıp gitti diye. Yayınlanan haberi annem görmüş ama cezaevindeymiş.

Daha sonra gazeteye şöyle bir mektup yazmış: ‘Hayatta en korktuğum şey çocuklarımın yurda düşmesi, o da oldu. Onları belki de doğurmakta inat etmemeliydim. Ama onları çok seviyordum, yapamadım. Gazetedeki haberi görünce resimlerini kesip yanıma aldım. Büyük kızlarıma kıyafetler aldım, küçük kızlarıma da bir şeyler ördüm. Cezaevinden çıkan bir arkadaşımla göndereceğim. İkizlerimin babasının ismi Metin Akpınar. Ama ben size bunu reklam için yazmıyorum, çünkü o adamla baş etmem imkansız. Yurt müdürüne söyleyin, çocuklarımı evlatlık vermesin, onların annesi var.

Buraya cinayet sebebiyle düşmedim, elbette çıkacağım bu günleri atlatacağım.’ Fakat bu mektubun haberi yapılmıyor.” O dönem “4 çocuğunu yoksul bir aileye bırakıp kaçtı!” haberini yapan gazetenin muhabiri yayına bağlanarak şunları anlattı: “Haber yaptıktan sonra Antalya Valisi’nin eşi aradı. Ortada kalan çocukları alıp Zübeyde Hanım Çocuk Yuvası’na götürdüler. Sonrasında Duygu’nun annesinden tarafıma mektup geldi. Mektupta ikizlerin Metin Akpınar’dan olduğunu söylemiş. Bunu tekrar haberleştirdim ama sanırım Metin Bey ile konuşuldu ve yayınlanmadı…” Duygu Nebioğlu o günkü magazin muhabirlerine “Bu hikayeyi tamamlayabilmek için kim ne biliyorsa lütfen anlatsın” diye çağrıda bulundu.

patronlardunyasi.com